>

Kabataş’taki şirketimde çalıştığım sıralar her Perşembe, öğlenleri, İstanbul Modern’e gitmeyi alışkanlık yapmıştım. Sürem kısıtlı olduğundan bir serginin tamamını ancak 4-5 defa da gezebiliyordum. Daha sonra Maslak’ta başka bir iş yerine transfer olunca, en çok bu alışkanlığımı devam ettirememek beni üzmüştü. Daha önceki yazılarımda da az çok değinmiştim. Maslak kendine has kuralları olan farklı bir çalışma yeri. Bana göre değil. Daima şehir içinde olmayı severim. Şimdi ise evden serbest çalıştığım için Perşembe öğlenlerimi uzun tutup İstanbul Modern’den keyfimce faydalanabiliyorum.
Bu Perşembelerde farkettiğim bir şey var ki, o da Perşembe günlerinin İstanbul Modern’de ücretsiz halk günü olduğunu fazla bilen yok. Müze giriş ücretleri ülkemizde diğer batılı ülkelere nazaran uygun olsa bile benim gibi müzeseverler için ya da bir sergiyi bir kaç defa görmek isteyenler, hatta karşısında oturup çizim yapmak isteyenler için çok çabuk ayrı bir bütçe kalemi oluşturabiliyor.

İstanbul Modern’in sevdiğim diğer bir tarafı ise hediyelik eşya dükkanı. Zaten oldum olası üzerinde logosu, markası olan eşyalara bayılırım. Bu dükkanda, hatıra olarak alınabilecek müze ve sanatla ilgili, çocuklara yönelik, eğitici ve hepsi de cicili, bicili bir sürü ilginç ve değişik şey bulmak mümkün. Fiyatların çok ucuz olduğunu söyleyemem. İyi bir hediye, iyi bir hatıra. Her keseye uygun ufak, tefek bir şeyler mevcut.

Müzenin diğer yerlerinde fotograf çekmek yasak olduğu için malesef başka fotografım yok. Girişte hemen sağda güncel sergi ile ilgili çocuklar için düzenlenen faaliyetler mevcut. Önceden rezervasyon yapılması gerekli. Danışmaya e-posta adresinizi verirseniz tüm etkinliklerden sizi de haberdar ediyorlar.

Müzenin alt kısmında bir kütüphane ve sinema salonu var. Farklı filmlere ilgisi olanlara tavsiye ederim. Müzenin programını kendi internet siteleri‘nden de takip edebilirsiniz. Vestiyer ücretsiz. Kış mevsiminin tüm yükünden kurtulup müzeyi rahatça gezin derim, elinizi kolunuzu sallaya, sallaya…