Etiketler

, , , , ,

1-IMG_9432Kendi kendime söz verdim, daha fazla yazıp daha az yiyeceğim. Dün gece film seyrederken Kaptan Phillips, son zamanlarda seyrettiklerime nazaran, örneğin bir gün evvel Meryl Streep’in August: Osage County’si, daha hareketli olduğundan dikkatim dağıldı az kaldı bilgisayarı ve telefonumu eş zamanlayacağım diye çökertiyordum. Sabahın 2’sine kadar uğraştım, yatarken sabaha telefonu fabrika ayarlarına geri döndüreyim bari başka çare yok diye düşünüyordum. Bütün müziklerim silinmiş, üstüne müzik yazılımı tamamen simsiyah ekran haline gelmişti. Hal böyle olunca dişlerimi fırçalamadan önce akide şekerlerinin geri kalanını da kıtır kıtır yedim, öyle yattım. Haliyle bugün yine kendimden nefret etme günüm. Dolayısıyla tüm program iptal, kuaföre gidiyorum, beni en iyi onlar toparlar. Gerçi demin telefonumu elime alıp tüm müziklerimin ve yazılımın geri geldiğini görünce keyfim hafif düzelir gibi oldu ama, biz desteğimizi çekmeyelim. Saçlara çeki düzen verelim. Anlamadığım şey bu Apple biz uyurken de mi çalışıyor ne yapıyor, nasıl geri geldi hepsi, neden gitmişti, aslında biiyorum tabii neden gittiğini iMatch yapayım dedim, işaretledim, tüm müzikleriniz silinecektir emin misiniz mesajını algıladığımda parmağım çoktan eminim yanıtını vermişti. Neyse geri geldiğine sevindim. Bir tek Amy Winehouse integral, bir de karışık Yunan müziklerim eksik onları da ilk fırsatta tamamlarım artık.

Dün BBC’nin hazırladığı Truth About Foods, Yiyeceklerin Ardındaki Gerçek, tam çeviri olmadı ama böyle diyesim var, adındaki seri programların üç tanesini seyrettim. Ve neler öğrendim, hemen denemeye geçiyorum ve paylaşıyorum, türkçe alt yazıları yok ama ben anlarım diyen seyretsin, tavsiye ederim, ilginç deneyler var.

1- Yemekle birlikte yoğurt, süt, ayran, peynir gibi kalsiyumu bol olan yiyecekler tüketildiğinde yağ katı dışkı ile dışarı atılıyor, yani vücut yağ tutmuyor. Bunu iki kişiye 1 hafta boyunca yağ oranı yüksek, hatırladığım kadarıyla fast food cinsi şeyler yedirerek test ediyorlar, biri her yemekte süt içiyor, diğeri içmiyor, her dışkı yaptıklarında toplanıyor ve laboratuara gidiyor, belirli süreçlerden geçtikten sonra içlerindeki saf yağ ayrıştırılıyor. Bizim süt içen arkadaşın 1 hafta sonunda 1 büyük kalıp beyaz sabun büyüklüğünde yağı birikiyor, diğeri 0 yağ atmış. Bu durum karşısında biraz sevindirik oldum, bir de şunu düşündüm, hali hazırda bu kadar fazla süt ve peynir tüketmesem bu yeme hızıyla kimbilir hangi boyutlara varırdım.

2- Yemek öncesi su içtiğinde mide genişliyor ve su hemen akabinde aşağı barsaklara iniyor daha geç doyuyorsun ama içmen gereken suyu ve yemen gereken yemeği bir miksere koyup sulu püre, ki biz buna çorba diyoruz, haline getirdiğinde tokluk hissi daha çabuk geliyor ve daha uzun sürüyor. Tabii bu çorbanın içinde protein olmalı. Nedeni bir sonraki maddede…

3- Üç bir birine benzer yapıda arkadaşa aynı yemeği veriyorlar, birincisinde karbonhidrat oranı fazla, ikincisinde protein oranı fazla, üçüncüsünde yağ oranı fazla. Sonra onları hapishane hücresine kapatıyorlar, 4 saat sonra çıkarıyorlar, önlerine kocaman bir pizza koyuyorlar. Yağ oranı fazla yiyen pizayı neredeyse bitiriyor, karbonhidrat fazlası yarısını bırakıyor, protein fazlası yarıdan daha azıyla doyup gerisini bırakıyor. Kıssadan hisse yağı az ye, yani öyle ekmeği bol baharatlı zeytinyağına batırmak yok, bir de yanında 1 bardak süt iç, en ideali.

4- İki arkadaş biri zayıf biri şişman, her ikisi de zayıf olanın daha fazla yediğine ve onun metabolizmasının daha hızlı çalıştığına inanıyor. Bir kaç haftalık deneyden sonra aslında şişman olanın daha fazla yediğini ve metabolizmasının da diğerinden daha hızlı çalıştığını ispatlıyorlar. Yani bildiklerimiz yalan. Metabolizma hızlandıkça daha çok yiyorsun, kilo alıyorsun. Buna da inandım çünkü ne zaman spor yapmaya kalksam iştahım açılır, pişman olurum. Spor yaparak zayıfladığımı da bu yaşıma kadar hiç bilmem. Genelinde bütün gün uyuyarak ya da yatıp kitap okuyarak kilo vermişimdir hep. Sporla daha fit olurum o başka ama kilo alırım. Kıssadan hisse zayıflamadan spor yok. Sadece evde börek çörek. O da tutulmamak için.

5- Bir grup, kolesterolü, kilosu, tansiyonu yüksek, kalp krizi riski taşıyan, kişiyi dağ başına götürüp 12 gün taş devri diyetine sokuyorlar, yani çiğ yemiş, çiğ sebze, çiğ meyve, sadece 8. günde balık tutup ızgara yapıyorlar. 12 gün sonunda kolestrol seviyelerinde yüzde 20 civarında iniş kaydediliyor. Hepsi daha dinamik. Aslında geçenlerde brokolinin saplarını fazla koymuşlar, soydum çiğ çiğ yedim. Hem süper lezzetli hem de çok doydum.

6- Deneyini yazmak uzun olur diye kısa geçiyorum yemeği yedikten sora dışkılama süresi biri 22 saat diğeri 42 saat olan iki uzun yol tır şöförü üzerinde yapılan incelemeler sonucu bulgular, ki dışkılama süreleri 10 ve 11 saate düşüyor, şunlar: pırasa, enginar, soğan, tam tahıllar, sebzeler çiğden, yanında da 1 bardak süt.

Vaktim oldukça BBC’nin bu belgesellerini seyretmeyi düşünüyorum. Bir de böyle bilimsel yönden zayıflamayı deneyeyim bakalım. 22 beden ingiliz kadın DJ bir kaç ayda 16 bedene indi. Bu arada zaman nasıl kaybolur tarifi bu yazıda, belgesellerin her biri 50’şer dakika al sana hiç yoktan 3 saat. Akşamki film 2 saat. Toplam 5 saat kafadan gitti işte. Blog yazmak bazen 1, bazen 3 saat. Dışarıda alışveriş, ıvır zıvır min 1 yada 2 saat. Günlük hijyen bakımı min 1 saat. Yemek yapmak, bulaşık toplamak 1 saat. Evi toplamayı, çiçekler, kediler, çamaşır vs sayarsan 2 ya da 3’ü bulur. 6 saat uyku desen bakalım toplamda kaç etti? Böyle bir gün, üstelik hiç bir etkinliğin olmadığı bir gün. Dizi falan da seyretmiyorum nicedir. 16 saat. Hem de minimumları saydım. Geriye kaldı  8 saat, okuma, yazma, gezme… Zaten karşıya gidip gelmek minimum 3 saat. Bu zamanın yarısını, bazen hepsini çeviriye harcamak neden zul geliyor, ortada. Haksız mıyım?

Yok, yok, çalışmaya vakit YOK.