• 101 Kitap Projesi Liste
  • Sibel Kaçamak

Kunegond'un Penceresinden

~ Çalışma arzusu gelince oturup geçmesini bekliyorum.

Kunegond'un Penceresinden

Tag Archives: havaalanı turları

Günlük Hayata Zorlu Dönüşler

03 Pazar Oca 2016

Posted by Qunegond in Günlük

≈ 1 Yorum

Etiketler

anahtarı içeride unutma, çilingir ne iş yapar, denizde bir yelkenli, Flüt sesine gelen kediler, havaalanı turları, Key West'de gün batımına yaklaşırken manzara

1-IMG_1512.JPG

Dün akşam saat 19 gibi havaalanından eve geldik. Kediler ortadan toz olmuş. Hatta birini bayağı aradık, bulamayınca hafif paniğe kapılmakla birlikte çareyi Kiki’nin okulda çaldığı flütü aramakta bulduk. Benim çalmama saklandığı yerden çıkmadı, halbuki diğer ikisi bacaklarıma dolanmaya başlamıştı bile… Sonra flütü eline Kiki aldı, Şişko’nun (saklanan kedinin ismi) iyi bildiği melodi duyulur duyulmaz kendisi de iç odadan koştura koştura geldi. İçimiz rahat etti. Fakat gece yarısına kadar hiç biri yüz vermedi. Yalancıktan tabii, çünkü üçü birden yatakta üzerimdeydi. Bu sabaha sorun kalmadı. Bilgisayarın tepesinden inmez oldular.

Gitmeden önce buzdolabında sebze meyve bırakmıştım. Hiç biri bozulmamış. Hatta muzlar vardı, dış kabuklar hafif kararmış ama içleri sert. Yeni bir saklama tekniği buldum. Bundan bahsetmeliyim. Her şeyi, limonları, patatesleri, soğanları, domatesleri ve asıl yeşil yapraklıları yıkayıp bazen de yıkamadan ama kuru bir şekilde kese kağıdına koyuyor, sonra da bir naylon torbanın içine yerleştirip ağzını sıkıca kapatıyorum. Ne bir kararma oluyor ne de pörsüme. Ama şahsen 15 gün dayanacaklarına pek ihtimal vermiyordum. Gelip de taptaze bulunca sevindirik oldum.

Neyse asıl bahsetmek istediğim dün gece geldik ama bu sabah Kiki’nin Paris’e dönmesi için tekrar havaalanına gitmek gerekiyordu. Biletleri erkenden almama rağmen Sabiha’dan kalkan uçaklar çok pahalı olduğundan hadi demiş Atatürk’ten almışım, ne büyük hata. Bir de kar yağdı ya, bizim külüstürde de kar lastikleri yok, taksiyle gidip gelelim dedik. Bayağı tuzlu oldu. Üstelik aceleyle çıkarken anahtarı kapının arkasında unuttum. Kapıyı çeker çekmez aklıma geldi ama boşuna. On beş günü otellerde geçirince günlük alışkanlıklar hafızası tamamen sıfırlanmış. Biraz önce de çamaşır makinesini çalıştırmakta zorluk çektim.

Fazla uzatmayayım, Kiki’yi götürdük, aynı taksiyle geri geldik. Bu arada anlaşıldı ki benden başka kimse, C.İ ve Çekirdek, evet Kiki’yi havaalanına üç kişi götürdük, yanına anahtar almamış. Neyse ki yokluğumuzda kedilere ve çiçeklere bakan alt komşuda bir yedek vardı. İnip onu aldık belki arkada kalanı iter düşürür diye… Ne boş umutmuş. Çilingir çağırmak zorunluluk halini aldı. Bize görece yakın, Suadiye’de oturan birini bulduk. 20 dakika sonra gelirim dedi. Hava da nasıl soğuk anlatamam. Bir gün evvel yat gezisi yapıp, denizin dibinde balık, sünger, yosun, deniz anası vs seyretmiş, kumsalda az da olsa bronzlaşmış insana kar havasının nasıl geldiğini tarif bile edemem. Kelimeler yetmez. Bari dedim markete gidip biraz sebze meyve alayım.

Dönüşte çilingir de gelmişti. Birlikte yukarı çıktık. Adam çantasını açtı, içinden bir tornavida çıkardı. Hemen atladım, kilit değiştirmek zorunda kalacak mıyız? Yok, dedi. Eğer kilitli olsaydı evet, ama siz çekip çıkmışsınız hiç gerek yok. Oh içim rahatladı, yine de endişeyle bakmaya devam ettim. Bizim kapı, güzel kapı. Aman kıymığına zarar gelmesin. Adam tekrar çantaya döndü ince, el kadar bir teneke levha aldı, kredi kartından biraz daha büyükçe bir şey. Filmlerdeki soygunculara benzedi. Aletler açısından diyorum. Hem de aynısının  tıpkısı.  Çilingir, maymuncuk kelimeleri nedense bende daha profesyonel bir yaklaşım, farklı teknikler çağrıştırırdı, bugüne kadar. Sonra, tornavidayı alttan soktu kapıyı araladı, aralanan yere teneke levhayı soktu, yukarı doğru kaydırarak sürükledi, hani kredi kartlarının manyetik alanını geçirirsin ya kasadan falan onun gibi ama aşağı değil yukarı doğru, kilit hizasına gelince tak kapı açılıverdi. Yirmi dakika heyecanla beklediğimiz çilingir kapıyı şıp açıverince evlerin içine gerçekten de ne kadar kolay girildiğini anlamış oldum. Nasıl yani ifademi gören adam kilitli olsaydı biraz daha geç açılırdı ama bize kilit dayanmaz dedi. Nasıl içimi rahatlattı yani, bu kadar olur.

Şimdi yazarken düşünüyorum da evlere paso girilmemesinin nedeni aslında insanların birbirine olan saygı ve sevgisinden. Yoksa o kadar basitmiş ki açılması… Ortalıkta kötü niyetli insanlar çoğunlukta olsaydı inanın her an herkesin evine birilerinin giriyor olması gerekirdi. Biraz pollyannacılık oynamak oldu sanki ama… böyle hissettim.

Eve girdik sonunda ama iş güç bitmedi. On beş gün tatil yapıyorsan eğer o tatilin organizasyonuydu, baştan hazırlığıydı, dönüşte toparlanmasıydı falan valla on beş günden çok daha fazlasını heba ediyorsun. Ne o dinlenecek, eğlenecektik. Yine de nankörlük etmeyeyim. Çok iyi geldi. İlk defa olarak eve dönmek istemedim. Florida’nın sıcağı, nemi ve had safhada açılmış klimalalı iç mekanlarına rağmen. Bizdeki gibi dışarı çıkacakken değil içeri girecekken giyiniliyor orada, elin memleketinde. Utanmasam bere, atkı, eldiven de taşıyacaktım yanımda.

Not: Havaalanı feci kalabalıktı. Ek seferler konmuş. Check-in kuyrukları neredeyse dışarı taşacak derecedeydi, biz yine de şanslıydık, bir çok kişinin yeri, önceden check-in yapılmadığı için düşmüş, uçamayacak olanlar olay çıkardı. Arbede açısından epey bereketli bir gündü. Nerede çokluk orada bokluk deyimi bir kez daha yerindeliğini kanıtlamış oldu.

İkinci Not: Fotoğraf Key West’de gün batımı ve yelkenli.

Üçüncü Not: Eğer bu hız ve hevesle gidersem, tüm yolculuğu da anlatır sonra San Francisco ve eski Yugoslavya ülkelerine de geçer, günlüğün eksiklerini bir ölçü de olsa tamamlarım

 

Bunu derecelendir:

 Subscribe in a reader

Okudukça

Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseybim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.

Çavdar Tarlasında Çocuklar
J.D.Salinger

Ara ki Bulasın

Ne Diyordum?

  • İz Peşinde
  • Kahveyi bıraktım, başıma gelenler
  • Taş bu yumurtalar taş
  • Bir haftalık kazanç: Mo Yan, Yu Hua, Engin Türkgeldi
  • Bir alışkanlık oturtmaya çalışıyorum
  • Uzun zaman oldu görüşmeyeli…
  • Ovalama Günleri/Günlükleri

Çok Okunasılar

  • Gelmiş Geçmiş En Etkili 100 Yazar Listesi
  • 1/101 - Çavdar Tarlasında Çocuklar Hakkında
  • Yer Altında Dünya Var - Refik Halit Karay
  • Roman Adı Nereden Gelir?
  • Tesadüflere İnanıyor ve Bekliyorum
  • Dışa Yolculuk - Virginia Woolf
  • >Sabah Sabah Yapılan Bilinç Akışına Örnekler

Let’s Tweet Again

  • @KaanSekbann Botoks vs gibi sozde genclestiricilere bulasmamak 1 week ago
  • RT @sisternon: Amerikalı bir eski asker, savaş ekonomisi nedir ve bununla nasıl mücadele edilir tane tane anlatmış. Keşke biri Türkçe altya… 1 week ago
  • Portrait with Golden Mask, 2019, Marina Abramoviç, The Ckeaner Sergisinden @ Museum of Contemporary Art, Belgrade instagram.com/p/B4vQI6YACDz/… 3 weeks ago
  • Aaa-Aaa, 1978 Marina Abramovic ile Ulay birbirlerini aaaa’larken, 15 dk. @ Museum of Contemporary Art, Belgrade instagram.com/p/B4r2OhPA8GP/… 3 weeks ago
  • Yedinci gün, yedinci kitap. Teşekkürler sevgiferidunoglu 😘 @ Göztepe, Istanbul, Turkey instagram.com/p/B4es0ljAGBs/… 1 month ago

Diğer 848 takipçiye katılın

Follow Kunegond'un Penceresinden on WordPress.com

Tali Bloglar

  • Kunegond'un Objektifinden
  • Qunegond Okudukça

Goodreads

OKUYORUM

101 KİTAP PROJESİ : 5/101

Pel-Mel

5 hafta 5 roman 12. İstanbul Bienali 50 shades of grey 101 Kitap acayip Adorno anneler anılar apollon tapınağı Bilge Karasu boğazda eğlence bumed Bu puzzle kaç parça? bu sabah Bu ses de nedir? can sıkıntısı Carson McCullers central perk deniz E.L.James erotik-romantik romanlar etiket biliyorum önemlisin ama aklıma bir şey gelmiyor etiketlemekten sıkıldım etiketsiz ezik fark Fay Hatları Fransız Teğmenin Kadını Gece günlük hani hatıralar her eve bir kültür kampanyası hissi iphone isimsiz iç sıkıntısı Jean Genet John Fowles kahve kelebek kendini tanı Kirko ile Kriko'nun maceraları kitap Kunegond'u Yaşatma ve Kalkındırma Vakfı İlanı köpek balığı metinleri mahalle Mark Ravenhill mubi ile film izlemek Nancy Huston nereye gider? Oğuz Atay Palahniuk paris Paris Defteri pazar pazar günlerinin seyir defteri pazar günü ne yapılır Pazar Keyfi Post A Day 2011 Refik Halit Karay renk rüya görmeden olmaz rüyalarım ve ben sabah saçmalama serbestisi içinde yüzmek en büyük özgürlük tembellik güzeldir tembelliğin böylesi ubor metenga buluşmaları woody allen Yalnız Bir Avcıdır Yürek Yekta Kopan Yer altında dünya var zavallı medusa Çırağan Okumaları

Kategoriler

Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 848 takipçiye katılın

Blogroll

  • ACA'nın Çekirdek Bakışı
  • Anlatmak İstedim
  • ANNECİK VE CİCİK
  • Aydan Atlayan Kedi
  • ÖYKÜ
  • Bir Dilim Sohbet
  • BLACK ESPRESSO
  • Classic Movies Digest
  • Defter
  • Fil Uçuşu
  • Gay Kedi
  • Jose Naranga
  • KADINBEDENSAHNEDÜNYA
  • Laini Taylor
  • Leylak Dalı
  • Murat Gülsoy
  • Nam-I Diğer Annecik
  • Stupid Little Things
  • SİRENİN SESİ
  • Vladimir'in Derdi
  • İÇİMDEN ÇAĞLAYANLAR
  • İyi geceler küçük Joe

Sakla Samanı

  • Haziran 2019 (1)
  • Nisan 2019 (1)
  • Ocak 2019 (4)
  • Mayıs 2018 (2)
  • Şubat 2018 (1)
  • Ocak 2018 (3)
  • Aralık 2017 (1)
  • Kasım 2017 (1)
  • Temmuz 2017 (1)
  • Mayıs 2017 (1)
  • Şubat 2017 (2)
  • Ocak 2017 (5)
  • Kasım 2016 (1)
  • Haziran 2016 (1)
  • Mayıs 2016 (3)
  • Nisan 2016 (2)
  • Ocak 2016 (13)
  • Mayıs 2015 (2)
  • Şubat 2015 (1)
  • Kasım 2014 (4)
  • Mayıs 2014 (2)
  • Nisan 2014 (3)
  • Şubat 2014 (1)
  • Ocak 2014 (6)
  • Aralık 2013 (4)
  • Kasım 2013 (4)
  • Ekim 2013 (2)
  • Eylül 2013 (3)
  • Ağustos 2013 (1)
  • Temmuz 2013 (7)
  • Haziran 2013 (3)
  • Mayıs 2013 (1)
  • Nisan 2013 (3)
  • Mart 2013 (11)
  • Şubat 2013 (3)
  • Ocak 2013 (6)
  • Aralık 2012 (5)
  • Kasım 2012 (4)
  • Ekim 2012 (11)
  • Eylül 2012 (5)
  • Ağustos 2012 (3)
  • Temmuz 2012 (13)
  • Haziran 2012 (4)
  • Mayıs 2012 (4)
  • Nisan 2012 (5)
  • Mart 2012 (2)
  • Şubat 2012 (5)
  • Ocak 2012 (8)
  • Aralık 2011 (6)
  • Kasım 2011 (16)
  • Ekim 2011 (6)
  • Eylül 2011 (11)
  • Ağustos 2011 (6)
  • Temmuz 2011 (11)
  • Haziran 2011 (24)
  • Mayıs 2011 (13)
  • Nisan 2011 (17)
  • Mart 2011 (29)
  • Şubat 2011 (7)
  • Ocak 2011 (7)
  • Aralık 2010 (13)
  • Kasım 2010 (11)
  • Ekim 2010 (7)
  • Eylül 2010 (15)
  • Ağustos 2010 (3)
  • Temmuz 2010 (3)
  • Haziran 2010 (9)
  • Mayıs 2010 (4)
  • Nisan 2010 (3)
  • Mart 2010 (14)
  • Şubat 2010 (15)
  • Ocak 2010 (25)
  • Aralık 2009 (21)
  • Kasım 2009 (24)
  • Ekim 2009 (10)
  • Eylül 2009 (14)
  • Ağustos 2009 (22)
  • Temmuz 2009 (14)
  • Haziran 2009 (31)
  • Mayıs 2009 (31)
  • Nisan 2009 (30)
  • Mart 2009 (34)
  • Şubat 2009 (25)
  • Ocak 2009 (8)
  • Aralık 2008 (1)
  • Kasım 2008 (5)
  • Ekim 2008 (1)
  • Ağustos 2008 (1)
  • Haziran 2008 (5)
  • Nisan 2008 (3)
  • Mart 2008 (15)

Vurun Kahpeye

  • 322.991 hits

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş
  • Yazı beslemesi
  • Yorum beslemesi
  • WordPress.com

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası