• 101 Kitap Projesi Liste
  • Sibel Kaçamak

Kunegond'un Penceresinden

~ Çalışma arzusu gelince oturup geçmesini bekliyorum.

Kunegond'un Penceresinden

Tag Archives: yiğidin harcı alışkanlıktır

Bir alışkanlık oturtmaya çalışıyorum

22 Salı Oca 2019

Posted by Qunegond in Günlük, kişisel gelişim

≈ 4 Yorum

Etiketler

alış alış nereye kadar, alışkanlık nasıl oturtulur, alışkanlık nedir, alışkanlığın iyisi kötüsü olmaz aşırısı dikkat ister, alışkanlığını söyle kim olduğunu söyleyeyim, alışmak sevmekten zordur ha tecrübeyle sabit, alıştım sana bir tanem, her işin başı alışkanlık, herkesin alışkanlığı kendine, yiğidin harcı alışkanlıktır

layer mısır foto ceken ben

Zihnimi toparlamaya çalışırken mesajlar, derken apartman görevlisi, derken karnımın acıkması, derken başka şeyler vs… ne yazacağımı, nasıl başlayacağımı unuttum. Dirseklerimi masaya dayadım, kafamı avuçlarımın içine aldım, bakışlar klavyedeki harflere dönük durdum. Bir araya gelseler, ilk cümlem neydi, anlatacağımın geri kalanı neredeydi bir arayıp bulup parmaklarımın ucuna yollasalar bekledim. Baktım olmayacak, Qune, böyle yazdığıma bakılmasın küne okuyorum, konunu belirlemişsin daha ne bekliyorsun hiç mi çala kalem başlamadın.

Alışkanlık konusunu epey irdeledim sonuçta iyi bir şey olduğuna karar verdim. Sorun benim bünyenin iyi ya da kötü alışkanlık tutmamasıydı. Üzerimdeki bu kaygan zemin bugüne kadar bir çok yönden oldukça işime yaramıştı, kuralı bozan tek bir şey var; okuyabileceğimin çok üstünde kitap satın alıp eve stoklamak. Kitaplardan sonra ikinci sırada gelen filmler, diziler bile zaman geliyor geçici olarak tozlu rafa kalkabiliyor, festivaller yağmurluktan akan damlalar şeklinde bedenimi ıslatmadan kayıp gidiyordu. Her keyif vericiyi/alışkanlığı bırakabilirim/bildim.  Keyif vermeyenleriyse zaten hiç rutine sokmuyorum, ev temizleme, yemek pişirme, alışveriş yapma, eski günlerde ders çalışma, örnek orta-lise zamanları birinci yazılı 10, ikinci yazılı 10, üçüncü yazılı 2 geldiği çok olmuştur, vs gibi.

Durum bu olunca alınacak yol biraz meşakkatli olsa da bir baş koydum. Öncelikle benim için hangi alışkanlıkların iyi hangilerinin kötü olduğunu listeledim. Bunu yaparken şunu fark ettim iyi de olsa kötü de olsa bütün alışkanlıklar keyif verici herhangi bir madde gibi özellikler gösteriyor, başlarda iyi olan şey aşırıya kaçınca tüh kaka olabiliyordu. Misal, ben buralarda yok iken, evde bütün kitapları indirdim, hepsini  yerli, yabancı, kurgu, kurgu dışı vs gibi ayırmaksızın yazar ismine göre alfabeye sırasına dizip sayarak düzenledim, yazarı pek tekil ve bilmediğim/bilemeyeceğim bir isimse ve yine misal Mısır ile ilgiliyse M’ye, çok yazarlı bir psikanaliz dergisiyse P’ye, Belgrad’ın tarihi üzerineyse B’ye, çeşitli yazarların Marilyn Monroe biyografileriyse M’ye, Shakespeare’larıysa S’ye, Woolf’larıysa W’ye yerleştirdim, bir çok çift alınmışları, bir daha okumayacaklarımı, yanlışlıkla alıp aslında ben bunu elime bile alacak okuyucu değilim diye düşündüklerimi, kimse duymasın sandığımdan fazla çıktılar, yaş ilerledikçe okuma/seyretme daha seçici oluyor sanki, sahiplendirdim. İyi kötü bir düzen gelince, geriye kalanlar sayıca 3500’e doğru gitmekteydi, evin tüm boş duvarlarını bana farkettirmeden istila etmişlerdi.  Haliyle ev biraz üstüme üstüme gelmeye başladı. İşte o zaman bazı iyi alışkanlıkların akıbeti konusunda hafiften bir şüphe baş gösterdi. Arka odayı çeşitli kitaplıklarla koridor bölmelerle labirent şekline getirebilir, oradaki çalışma masamı Kiki’nin ya da Çekirdek’in artık kırk yılda bir gelip kaldığı odasına koyabilir, tabii orada ufak ve elim bir tembellik sonucu daimi açık duran 2 metrelik çamaşır kurutma ızgarasını salonun ortasına taşıyabilirdim. İtirazlar geldi. Gidiş geliş trafiği biraz zorlanacağından evin içindeki diğer işlerin, en basiti temizlik, kanepeye yemek taşıma, aksaması, göz kirliliği, vs… söz konusuydu. Velhasıl, Amerikanın güney batı sahillerinde dört başı mamur, müstakil bir villam yoktu.

Alışkanlıkları iyi kötü diye sıraladım;

  1. Yazmak, düzenli yazmak, bu iyiydi.
  2. Kitap almak, fikren iyiydi, şu sıralar kötüydü. Ek not: Yıl sonunda 1 kutu kitaba abone oldum, her ay en az 3 tanesi, 8 yıldır devam eden okuma grubunun 1 tanesi, diyalogların seçiminden gelen 1 tanesi, eh bir kitapçının, bahsi geçen Gergedan’dır, önünden geçerken canım çeker, bir yerim şişer aman olmasın diye 1-2 tanesi, Göztepe parkının oralaraki yapı kredi atm’ye para çekmeye giderken, ki muhakkak yolum düşer  YKY’nin yenilerinden 1-2 tanesi, Beyoğlu’ndaki Metis,’ten olmazsa olmazlar, gelecek 1-2 tanesi zaten garanti. Derdim; bari bunlara ek idefix siparişi yapmayayım.
  3. Düzenli yürümek kötüydü, sıkıcıydı bir miktar yapılması elzemdi.
  4. Ev işleri hepten kötüydü, sıkıcıydı minimumda tutulması elzemdi, çözüm bulunmalıydı. Hala aranıyor.
  5. Evde yemek pişmesi kötüydü, sıkıcıydı dışarıdan hazır yiyecek, restoran, vs… seçenekleri hasta ettiğinden elzemdi, acilen çözüm bulunmalıydı. Hala aranıyor.
  6. Ev sadeleştirilmeliydi, kötüydü, sıkıcıydı yapılması gerekliydi, pek çok vakit kazandırma potansiyeline sahipti, bu düşünülmeliydi.

Bu liste daha uzayıp gider… fakat YouTube bilgilerime göre, bu arada mekanda binlerce habit tracker/alışkanlık takip çizelgesi/metodu var, geçtiğimiz haftalarda hepsini seyrederek, kuruluktan göz kapaklarımı kapatamaz hale geldim, olay şu; tek bir maddeyle başlamak, 15 gün devam etmek sonra bir ikincisini sızdırmak ve bu şekil istenilen kıvama gelinceye kadar ilerlemek, böylelikle bünye fark etmezdi. Bu teraneyi her ne kadar yutmasam da, yemeğe çay kaşığının 15’te biri fazla tuz kaçsa fark eden, kahve fincanının içine daha önce şeker karıştırılmış kaşık bir daldırılıp çıkarılsa midesi bulanan bünye nasıl olacak da bunu anlamayacak algılayabilmiş değilim, her neyse, denemeye karar verdim.

Öncelikle kendimce en fazla iyilik getirenden başladım. Sonra aslen kötü olup da dolaylı yollardan iyilik getireceği bir şekil ezelden belletilmiş olanlara geçeceğim.

Burada bir zamanlar kaybedilmiş bir alışkanlık oturtmaya çalışıyorum.

Bunu derecelendir:

 Subscribe in a reader

Okudukça

Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseybim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.

Çavdar Tarlasında Çocuklar
J.D.Salinger

Ara ki Bulasın

Ne Diyordum?

  • Taş bu yumurtalar taş
  • Bir haftalık kazanç: Mo Yan, Yu Hua, Engin Türkgeldi
  • Bir alışkanlık oturtmaya çalışıyorum
  • Uzun zaman oldu görüşmeyeli…
  • Ovalama Günleri/Günlükleri
  • İki kitap, bir park…
  • Günümü güzelleştirenler: karga, apartman görevlisi ve Oscar Wilde

Çok Okunasılar

  • 1/101 - Çavdar Tarlasında Çocuklar Hakkında
  • Roman Adı Nereden Gelir?
  • Sabah Sayfaları Üzerine
  • Gelmiş Geçmiş En Etkili 100 Yazar Listesi
  • >Bienal 2009 - Antrepo No:3
  • Bir Liste de Guardian'dan: Tüm Zamanların En İyi 100 Kitabı
  • >Genç Kızlar ya da Bir Yazara Sadece Yazılarını Okuyarak Aşık Olunur mu?

Let’s Tweet Again

  • @AkbankSanat Tesekkurler saolun 1 week ago
  • @AkbankSanat Merhaba, bir evvelki Ranciere seminerini kaçırmıştım, YouTube kanalında yayınlanacak mı? Cevap için şimdiden teşekkürler. 1 week ago
  • Sully girişi @ Musée du Louvre instagram.com/p/BtWegpLAzus/… 2 weeks ago
  • Ayaklarıma kara sular indi. @ Paris, France instagram.com/p/BtWeIS7gW7R/… 2 weeks ago
  • Şaraplar bardakları Abidin Dino’dan, Paşabahçe instagram.com/p/BtN66WcgCPb/… 3 weeks ago

Instagram

Instagram'dan resimleri alma işlemi sırasında bir hata meydana geldi. Birkaç dakika içinde bir deneme daha yapılacaktır.

Diğer 840 takipçiye katılın

Follow Kunegond'un Penceresinden on WordPress.com

Tali Bloglar

  • Kunegond'un Objektifinden
  • Qunegond Okudukça

Goodreads

OKUYORUM

101 KİTAP PROJESİ : 5/101

Pel-Mel

5 hafta 5 roman 12. İstanbul Bienali 50 shades of grey 101 Kitap acayip Adorno anneler anılar apollon tapınağı aşk nedir Bilge Karasu boğazda eğlence bumed Bu puzzle kaç parça? bu sabah Bu ses de nedir? Carson McCullers central perk deniz E.L.James erotik-romantik romanlar etiket biliyorum önemlisin ama aklıma bir şey gelmiyor etiketlemekten sıkıldım etiketsiz ezik falan fark Fay Hatları Fransız Teğmenin Kadını Gece günlük hani hatıralar her eve bir kültür kampanyası hissi iphone isimsiz Jean Genet John Fowles kahve kelebek kendini tanı Kirko ile Kriko'nun maceraları kitap Kunegond'u Yaşatma ve Kalkındırma Vakfı İlanı köpek balığı metinleri mahalle Mark Ravenhill mubi ile film izlemek Nancy Huston nereye gider? Oğuz Atay Palahniuk paris Paris Defteri pazar pazar günlerinin seyir defteri pazar günü ne yapılır Pazar Keyfi Post A Day 2011 Refik Halit Karay renk rüya görmeden olmaz rüyalarım ve ben sabah saçmalama serbestisi içinde yüzmek en büyük özgürlük tembellik güzeldir tembelliğin böylesi ubor metenga buluşmaları woody allen Yalnız Bir Avcıdır Yürek Yekta Kopan Yer altında dünya var zavallı medusa Çırağan Okumaları

Kategoriler

Bu blogu takip etmek ve yeni gönderilerle ilgili bildirimleri e-postayla almak için e-posta adresinizi girin.

Diğer 840 takipçiye katılın

Blogroll

  • ACA'nın Çekirdek Bakışı
  • Anlatmak İstedim
  • ANNECİK VE CİCİK
  • Aydan Atlayan Kedi
  • ÖYKÜ
  • Bir Dilim Sohbet
  • BLACK ESPRESSO
  • Classic Movies Digest
  • Defter
  • Fil Uçuşu
  • Gay Kedi
  • Jose Naranga
  • KADINBEDENSAHNEDÜNYA
  • Laini Taylor
  • Leylak Dalı
  • Murat Gülsoy
  • Nam-I Diğer Annecik
  • Stupid Little Things
  • SİRENİN SESİ
  • Vladimir'in Derdi
  • İÇİMDEN ÇAĞLAYANLAR
  • İyi geceler küçük Joe

Sakla Samanı

  • Ocak 2019 (4)
  • Mayıs 2018 (2)
  • Şubat 2018 (1)
  • Ocak 2018 (3)
  • Aralık 2017 (1)
  • Kasım 2017 (1)
  • Temmuz 2017 (1)
  • Mayıs 2017 (1)
  • Şubat 2017 (2)
  • Ocak 2017 (5)
  • Kasım 2016 (1)
  • Haziran 2016 (1)
  • Mayıs 2016 (3)
  • Nisan 2016 (2)
  • Ocak 2016 (13)
  • Mayıs 2015 (2)
  • Şubat 2015 (1)
  • Kasım 2014 (4)
  • Mayıs 2014 (2)
  • Nisan 2014 (3)
  • Şubat 2014 (1)
  • Ocak 2014 (6)
  • Aralık 2013 (4)
  • Kasım 2013 (4)
  • Ekim 2013 (2)
  • Eylül 2013 (3)
  • Ağustos 2013 (1)
  • Temmuz 2013 (7)
  • Haziran 2013 (3)
  • Mayıs 2013 (1)
  • Nisan 2013 (3)
  • Mart 2013 (11)
  • Şubat 2013 (3)
  • Ocak 2013 (6)
  • Aralık 2012 (5)
  • Kasım 2012 (4)
  • Ekim 2012 (11)
  • Eylül 2012 (5)
  • Ağustos 2012 (3)
  • Temmuz 2012 (13)
  • Haziran 2012 (4)
  • Mayıs 2012 (4)
  • Nisan 2012 (5)
  • Mart 2012 (2)
  • Şubat 2012 (5)
  • Ocak 2012 (8)
  • Aralık 2011 (6)
  • Kasım 2011 (16)
  • Ekim 2011 (6)
  • Eylül 2011 (11)
  • Ağustos 2011 (6)
  • Temmuz 2011 (11)
  • Haziran 2011 (24)
  • Mayıs 2011 (13)
  • Nisan 2011 (17)
  • Mart 2011 (29)
  • Şubat 2011 (7)
  • Ocak 2011 (7)
  • Aralık 2010 (13)
  • Kasım 2010 (11)
  • Ekim 2010 (7)
  • Eylül 2010 (15)
  • Ağustos 2010 (3)
  • Temmuz 2010 (3)
  • Haziran 2010 (9)
  • Mayıs 2010 (4)
  • Nisan 2010 (3)
  • Mart 2010 (14)
  • Şubat 2010 (15)
  • Ocak 2010 (25)
  • Aralık 2009 (21)
  • Kasım 2009 (24)
  • Ekim 2009 (10)
  • Eylül 2009 (14)
  • Ağustos 2009 (22)
  • Temmuz 2009 (14)
  • Haziran 2009 (31)
  • Mayıs 2009 (31)
  • Nisan 2009 (30)
  • Mart 2009 (34)
  • Şubat 2009 (25)
  • Ocak 2009 (8)
  • Aralık 2008 (1)
  • Kasım 2008 (5)
  • Ekim 2008 (1)
  • Ağustos 2008 (1)
  • Haziran 2008 (5)
  • Nisan 2008 (3)
  • Mart 2008 (15)

Vurun Kahpeye

  • 307.828 hits

Meta

  • Kayıt Ol
  • Giriş
  • Yazılar RSS
  • Yorumlar RSS
  • WordPress.com

Vazgeç
Gizlilik ve Çerezler: Bu sitede çerez kullanılmaktadır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek bunların kullanımını kabul edersiniz.
Çerezlerin nasıl kontrol edileceği dahil, daha fazla bilgi edinmek için buraya bakın: Çerez Politikası