>

Biraz sonra çıkıyorum. Tüm işler bitti. Çevirim dahil. İki eski kız arkadaşla buluşup öğlen yemeği yiyeceğim. Henüz evden çıkma saatime on beş dakika var. Fırsattan istifade günlüğüme yazıyorum. Biraz önce banyoda hazırlanırken beynim de düşünce üretiyordu. Malesef ki bilgisayarın başına oturunca başka birine dönüşüyorum. Çoğu zaman aklım bomboş.
İçimde en az iki türden kişi olduğuna karar verdim. Bir tanesi fransızların değişiyle, kelimesi kelimesine çevrilirse, ayaklar kadar kafasız , aptal dememek için kafasız dedim, kendime kıyamadım biran, diğeriyse muzip ve aklından bin bir türlü cinlik geçen biri. İkinci durumda olduğum ender zamanlarda yazdığım öyküler bir şeye benziyor. Ama ilk durumda yazmayı denersem hepsi birer felaketle sonuçlanıyor. Anlamsız ve kişiliksiz olayların birbiri ardına sıralanması gibi.
Bu iki kişilikten birine istediğim anda geçebilmeyi çok isterdim. Harry Potter’ın görünmez olma pelerini gibi bir hediye bekliyorum bu sene Noel Baba’dan. Yılbaşı geçtikten sonra gelecek sene için kendisine mektup yazmayı tasarladım. Birazdan dönünce Danimarka Günlükleriyle devam edeceğim. Daha anlatacak çok şey var. Sayfalar dolusu yazabilirim. Şubat sonu kısa bir seyahat daha gözüktü. Dolayısıyla ikincisini yapmadan ilkini temizleyip bitirmek gerek.

Evdeki Feng Shui çalışmaları süper gidiyor. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Feng Shui’yi ve Feng Shui’ci arkadaşımı çok seviyorum. Geriye sadece bir kaç şey kaldı. Bir tanesi de Kiki’nin odası.